Sana
nasihat vermek gibi olmasın ama başladığın yazıyı hemen bitirmelisin günlük.
Yani taslak olarak yarım kalan yazının istikbali az yazılmış ve kaderine terk
edilmiş yazıdan çok daha parlak. Eğer bu yazdığım metni başladığımda bitirmiş
olsaydım yaklaşık bir haftadır vicdan azabıyla gezmezdim. Halbuki “iyi yazmak”
üzerine okuduğumuz kitap ne diyordu kısa yazın.
Olayımız
düzgün konuşmak. Mesela atık veterinerler bile çok hasta hayvanımız için ne
diyor “onu uyutmamız lazım”. “Onu öldürmememiz lazım” demiyorlar. Bu
manasını hemen anladığımız ama kafamızdaki arşiv yerleri ayrı cümleler gibi
hayatı kolaylaştıran dile ihtiyacımız var. Ulu orta, paldır küldür öldürücü
cümleler kuran arkadaşları gerçek hayata sadece twittere yakışacaklarına
inananlardanım.
Sözlü
dövüş sanatı tongue fu’ yu, başta öğretmenlere yöneticilere ve diğer
iletişim içinde yaşamak zorunda olan arkadaşlara önerim. Her ne kadar kişisel
gelişim kitaplarından bıkmış olsanız da. Madem dil yarası diye bir şey var bunun
mutlaka tedavisini olmalıyız. Yeni bir kitapmış gibi tanlattığım kitabın 16
baskı yapmış olması da başka bir durum tabi.
Tongue
fu’ yu bulduğumda kategorisiz bir rafta tek başına (garibim) duruyordu. Her zaman
ki gibi burnu büyük bir edayla başladığım kitabın şu anda çizilmedik yeri,
kıvılmadık sayfası, yapıştırılmadık ayracı kalmadı.
Sözlü
dövüş sanatı diye tabir edilen kitap, daha çok konuşmalarımıza dikkat etmemizi
sağlıyor. Konuşuyoruz ama anlaşamıyoruz. Hatta konuşmadığımız
zaman dinlersek empati yaparsak daha iyi anlaşıyoruz. Kitapta dalaşmanın üste
çıkmanın yollarını anlatmıyor aksine biliyoruz ki konuşmak bile artık dinlemek
yerine kendi sırasını bekleme halini almış durumda.
Öyle
laflar ediliyor ki bazen, gerçekten “çenen çekilsin” dedirtiyorlar. Hele de
kırılgansanız ve karşıdan beklediğiniz güzel bir laf varsa, karşı taraf size
esip gürlüyorsa yıkım büyük oluyor.
Söyleyen büyük bir yükten kurtulduğunu
sanıyor ama karşı taraf kendini bu şekilde algılanmasının kim bilir nelerle
ilişkilendirip daha büyük yıkım için planlarını yapmaya başlıyor. Bu iş bu
şekilde kısır sonsuz bir döngü deyken sadece kendi hatırımız için bile olsa Tongue Fu’ yu
okumalıyız.
Gelelim
kitabın seçtiğim bir bölümüne:
Gerçekten
de; başka birisinin nezaketsiz davranışların nedenini bulmak için gerekli zaman
ve çabayı niçin sizin harcamanız gerekiyor? Gerekiyor, çünkü bu sizin
yararınıza olacaktır.
Zor
insanlar dünyada her zaman olmuştur ve olacaktır. Virginia Satir, başka
insanların sınırlı algılamalarının “bizi tanımlamasına izin vermemeliyiz”der.
Aynı şekilde kendi sınırlı algılamalarımızın da başka insanları tanımlamasına
olanak tanımamalıyız. Sabırsızlık çoğu zaman cehaletin bir yan ürünüdür.
Sabrınızı sınayan birisine aynıyla mukabele etmek üzereyseniz, onu hor görmenizin
nedeninin içinde bulunduğu duruma ilişkin sınırlı bilginiz olduğunu unutmayın.
Sizi rahatsız eden birisine bunun faturasını ödetir seniz onunla birlikte siz de
fatura ödersiniz. Bir empati cümlesine baş vurmak ise moralinizin bozulmasını
önler ve sizi kazananı olmayacak bir çatışmaya girmekten alıkoyar.
Tongue Fu
Yazarı:
Sam Horn
Çeviren:
Zülfü Dicleli
Yayın
evi: Boyner Yayıları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder